Komodo CTO’su: SEC ve Biden kripto para piyasasına zarar veriyor
Crypto.news’e yaptığı açıklamalarda DEX platformu Komodo’nun CTO’su Kadan Stadelmann, SEC ve Biden’ın kripto para sektörünün geleceğini tehdit ettiğini söyledi.
ABD’li düzenleyici kurum SEC, son haftalarda USDT hakkında FUD (korku, belirsizlik ve şüphe) yayma ve Kraken’e yönelik yanlış argümanlar üretmek gibi bir dizi eleştirinin ortasında kaldı. Ethereum’un Kurucu Ortağı Joseph Lubin’de SEC’in kripto sektörünü gelişimini kasıtlı olarak engellemeye çalıştığını dile getirdi.
Konu hakkında crypto.news’e konuşan Komodo CTO’su Kadan Stadelmann, mevcut düzenleyici yaklaşımın potansiyel olarak inovasyonu engelleyebileceği konusunda uyarıyor.
“SEC ve Biden yönetiminin kriptoya yönelik düşmanca bakış açısı, küresel kripto endüstrisine zarar veriyor ve hem ABD merkezli projeleri hem de kripto kullanıcılarını dezavantajlı bir konuma sokuyor.”
Kadan Stadelmann, Komodo CTO’su
ABD’deki gerilim, SEC’in Ethereum’u menkul kıymet olarak sınıflandırma hamlesi ve Robinhood’a Wells Bildirimi yayınlama kararı da dahil olmak üzere son eylemleriyle tırmandı. Gelişmeler yalnızca adı geçen şirketlerin operasyonel dinamiklerini zorlamakla kalmıyor, aynı zamanda sektöre yönelik daha geniş kapsamlı sonuçlara ilişkin soruları da gündeme getiriyor.
Cornerstone Research tarafından hazırlanan bir rapora göre, SEC’in yaptırım eylemleri 2023’te son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Suçlamaların büyük bir çoğunluğu kripto paralarla ilgiliydi. SEC, geçen yıl çeşitli anlaşmalar yoluyla kripto firmalarını toplamda 281 milyon dolar para cezasına çarptırdı.
Bu gelişmeler karşısında Stadelmann, düzenlemeye dengeli bir yaklaşım getirilmesini savunuyor. Çatışma yerine iş birliğini teşvik eden düzenleyici çerçeveleri savunarak, “Ceza yoluyla düzenleme yanlıştır. SEC, net standartlar belirlemek için sektörle birlikte çalışmalı” diyor.
SEC’in son hamleleri, geleneksel finansal düzenleme çerçevelerini kripto para sektörüne uygulama yönünde niyetinin sinyalini verdi. Kripto paraları mevcut finansal yasalarla uyumlu hale getirmeyi amaçlayan bu yaklaşım, sektörden karmaşık tepkiler aldı.
Ripple ve SEC arasında devam eden yasal mücadele, karmaşayı ortaya koyan en son örneklerden biri. Bu gelişme, eski mali düzenlemelerinin kripto ortamına uyacak şekilde şekillendirilmesi konusunu gündeme getirdi.
Buna dayanarak Stadelmann, SEC’in sıkı politikalarıyla Ripple şirketini 2 milyar dolarlık para cezasına çarptırma niyetini, sektöre yeni girenler için caydırıcı olacağını savunuyor.
“Düzenleyici belirsizlik ve sıkı uygulamanın birleşimi, blockchain inovasyonunu ABD dışına taşımaya başlıyor. SEC kendisini yatırımcıları koruyan bir kurum olarak tanıtsa da aynı zamanda onların meşru fırsatlara erişmesini de engelliyor. Aynı zamanda, iyi aktörleri cezalandırmaya çok fazla zaman ayırıyor ve bilinen kötü aktörlere karşı harekete geçmeye yeterince zaman ayırmıyor.”
Kadan Stadelmann
Üstelik SEC’in düzenleyici yaptırımı belirli kuruluşlara sınırlı değil. Coinbase ve Kraken gibi hacmi yüksek borsalar da düzenleyicinin radarındaydı. Bu düzenleyici hamleler, özellikle de staking hizmetlerine yönelik baskılarda görüldüğü gibi, sektördeki temel hizmet yönlerini geniş ölçüde kapsıyor.
Komodo CTO’suna göre bu yaklaşım, nispeten güvenli staking hizmetlerini yüksek riskli faaliyetler olarak göstererek kriptonun kitlesel olarak benimsenmesini engelleyebilir.
Stadelmann, farklı kripto hizmetlerinin benzersiz yönlerini tanıyan düzenleyici nüans ihtiyacını öne sürerek, “Stake ödülleri blok zincirlerde üretiliyor, dolayısıyla diğer yüksek riskli yatırımlara daha güvenli bir alternatif sunan şeffaf bir süreç” diye açıkladı.
Mevcut düzenleme ortamının ortaya çıkardığı zorluklara rağmen Stadelmann, etkili düzenlemenin gelişmiş yatırımcı koruması ve piyasa bütünlüğü gibi potansiyel faydalarını kabul etti.
Stadelmann, iyi hazırlanmış düzenlemelerin, şeffaflığı teşvik ederek ve içeriden bilgi ticareti ve fiyat manipülasyonu gibi suiistimalleri tespit ederek yatırımcıları dolandırıcılıktan koruyabileceğine ve piyasa bütünlüğünü artırabileceğine inanıyor.
Bu ortamda hareket eden Stadelmann, kripto şirketlerine düzenleyici kurumlarla proaktif bir şekilde iletişim kurmalarını ve belirsizliklere karşı plan yapmalarını tavsiye etti. Yeniliği destekleyen düzenleyici bir çerçeveyi geliştirmek için düzenleyici kurumlarla diyalog ve iş birliğinin önemini savundu.