Pavel Durov’un tutuklanması ifade özgürlüğüne ters değildir | Görüş
Yasal Uyarı: Sayfa içerisinde ifade edilen görüş ve düşünceler yalnızca yazara aittir ve crypto.news şirketinin görüş ve düşüncelerini temsil etmez.
Milyarder Telegram CEO’su Pavel Durov ağustos ayının son hafta sonunda Fransa’da tutuklandığı haberi duyulduğunda, ifade özgürlüğüne dair geniş çaplı bir tepki gösterildi. Ancak daha sonra Telegram’ın diğer suçların yanı sıra pornografik görüntüler paylaşan kullanıcıları koruduğu da dahil olmak üzere yan suçlamalar kamuoyuna duyuruldu.
Ancak suçlamalar açıklandığında, internetin ifade özgürlüğü ideallerinin en sadık savunucuları, Durov’un tutuklanmasının perde arkasındaki Fransız ve batılı elitlerin bir komplosunun kanıtı olduğunu savunmak için X platformu (eski adıyla Twitter) gibi sosyal medya platformlarına çoktan başvurmuştu.
Benzer bir düşünceyi 2024 seçimlerinde bağımsız başkan adayı olan Robert F. Kennedy, Jr. da paylaştı:
Elon Musk X’teki bir paylaşımında tutuklama kararlarının arttığı günleri “tehlikeli zamanlar” olarak nitelendirdi.
Eylemin siyasi bir tutuklama olduğu yönünde eleştirilere maruz kalan Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, bunun sıradan bir kolluk kuvvetleri faaliyeti olduğunu ve siyasi amaçlı olmadığını söyledi. Suçlama dosyasındaki ifşaatlardan sonra, Durov’u savunmak için hızla harekete geçenlerin, ironik bir şekilde pedofili savunucusu olarak aşağılanan bir basın ordusu tarafından resmedilebileceği ortaya çıktı.
Tutuklama kararı
Durov, mesajlaşma hizmetinin platformunda suç işlenmesine izin verdiği iddialarının ardından Fransız yetkililer tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında tutuklandı. Durov Nisan ayında yaptığı açıklamada hükümetlerin uygulama vasıtasıyla bilgi toplamak istediğini ancak tarafsızlık ilkesi altında güvenli bir hizmet sunmak istediğini paylaştı.
Kendisini özgürlükçü olarak tanımlayan Durov’un bir siber güvenlik ekibi bulunuyor ve Fransa’nın ulusal dolandırıcılıkla mücadele polisi onu gözaltında tutarken ve ilk mahkemeye çıkmayı beklerken sorguya çekilmişti.
Telegram, verileri sunucularında sakladığından, istemci tarafında şifreleyen Signal gibi diğer benzer gizlilik odaklı mesajlaşma uygulamalarının aksine, veri taleplerine uymayı reddetmesi kolluk kuvvetlerin asıl sorun gördüğü husustu.
Geniş bir perspektiften değerlendirme
İfade özgürlüğü savunucuları bu süreçte zaten gergindi ve belki de haklıydılar. Avrupa’da yürürlükte olan yasalar ifade özgürlüğü haklarına bir saldırı olarak görülebilirdi ve Durov’un tutuklandığını duyan ifade özgürlüğü savunucuları da tam olarak buna karşı çıkıyordu.
Örneğin, dünya genelinde ifade özgürlüğüne yönelik başlıca tehditlerden biri olan Dijital Hizmetler Yasası bunlardan biridir. Bu yasa, sosyal medya şirketlerini, yetkililerin dezenformasyon ya da aşırı uç olarak değerlendirdiği içerikleri paylaşan kullanıcıları sansürlemeye zorlamak üzere tasarlanmıştır. DSA gibi yasalar esnektir ancak Durov için alınan karar için “kara bulut” yoktur.
George Washington Üniversitesi Kamu Yararı Profesörü John Turley, Fox News’e şunları söyledi “Bu AT&T CEO’sunu tutuklamak gibi bir şey, çünkü mafya işlerini yapmak için telefonu kullanıyor.” Turley’in benzetmesindeki sorun, AT&T’nin en azından Fairview programı kapsamında hükümetle bilgi paylaşımında bulunduğunun biliniyor olması. Popüler isimlerden Elon Musk da yasadışı faaliyetlere sınır çizmekte oldukça kararlı.
Durov farklı çünkü o “her şeyi yapabilen” bir teknoloji kralı.
İfade özgürlüğündeki gerçek sorun
İfade özgürlüğü savunucuları sansüre karşı mücadeleye yardımcı olmak yerine zarar vermekte, sağduyudan yoksun olduklarını ve kazara bile olsa çocukların cinsel istismarını savunmak için şapkalarını ringe atacaklarını göstermektedir. İfade özgürlüğü mücadelesi, bir platform yöneticisinin bilgiyi sansürlemesi ya da sansürlememesi, tutuklanması ya da tutuklanmaması üzerinden verilmeyecektir.
İfade özgürlüğü savaşı, bir aracıya ihtiyaç duymadan mahremiyeti koruyan teknolojiye erişim özgürlüğümüz için verilecek ki aslında şu an da veriliyor. Örneğin, Signal gibi platformlar mesajları istemci tarafında şifreler ve mesajlaşma hizmeti daha çok bir aracı görevi görür, kendi ağı üzerinden gönderilen şifrelenmiş mesajlara asla erişemez.
Telegram, yöneticilerinin ciddi cezai soruşturmalara yardımcı olabilecek bilgilere erişimi olan merkezi bir hizmettir. Bu sorumluluğu almak istemiyorlarsa, gizliliği koruyan daha iyi bir teknoloji tasarlamaları gerekirdi. Her ne sebeple olursa olsun, uçtan şifreli model yerine uygulamalarını sahip olmadıkları özellikler ile pazarlamayı seçtiler.
İfade özgürlüğü savunucularına gelince, onların savaşın başka bir cephesinde şu şekilde görüyorum: hükümetler tarafından güçlü bir şekilde silahlandırılabilecek ve tehlikeye atılabilecek aracılara güvenmeden gizlilik sağlayan merkezi olmayan teknolojiyi savunanlar.
