Tokenizasyon 2030’da düşündüğünüz kadar büyük olmayabilir, işte nedeni
Bitcoin’in ilk kez 10.000 dolara ulaşması neredeyse dokuz yıl, 50.000 doları aşmasıysa 12 yıldan biraz fazla sürdü. Bu nedenle, Amerikalı uluslararası yönetim danışmanlık firması McKinsey, tokenlaştırma konusunda da sabırlı olunması gerektiğini savunuyor.
Gerçek dünya varlıklarının token haline getirilmesinin dünyayı nasıl değiştirebileceği konusunda heyecan hiç tükenmiyor. Tokenizasyon sektörü, bankacılık sisteminin entegrasyonu eşliğinde küresel ortaklıklarla hem Türkiye’de hem globalde gündemde.
Ekim 2023’de yayınladığı bir raporda 21.co, tokenizasyon sektörünün 2030 yılına kadar 10 trilyon dolar değerinde olacağını, en kötü senaryoda ise bu rakamın 3,5 trilyon dolar olacağını tahmin ediyordu.
Ancak McKinsey’e göre ilerleme bu kadar hızlı olmayabilir.
Danışmanlık şirketinin analistleri, tokenizasyon teknolojisinin finansal kurumları devrim niteliğinde değiştireceği, yatırım deneyimini dönüştüreceği ve ticareti çok daha ucuz hale getireceği konusunda hemfikir olsa da, sektörün “yürümeden önce tükenme” tehlikesiyle karşılaşabileceğine inanıyor.
“Bugüne kadar birçok yanlış başlangıç ve zorluk yaşandı.”
McKinsey
Dünyadaki tüm hisse senetleri ve fonların göz açıp kapayıncaya kadar token haline getirilebileceğine inanan hevesli analistlerden farklı düşününen McKinsey, yeni sektörün yalnızca altı yıl sonra kayda değer bir noktaya gelineceğini ve on yılın sonuna kadar ne kadar ivme kazanabileceğini düşünüyor.
“Analizimize dayanarak, tokenlaştırılmış varlıkların piyasa değerinin 2030 yılına kadar yaklaşık 2 trilyon dolara ulaşabileceğini öngörüyoruz… Yükseliş senaryosunda bu değer iki katına çıkarak yaklaşık 4 trilyon dolara ulaşabilir, ancak daha önceki beklentilere göre daha az iyimseriz.”
McKinsey
Analistlerin ortaya koyduğu en kötümser senaryoda, tokenlaştırma sektörünün değerinin 1 trilyon dolar kadar düşük olabileceği, yani Bitcoin’in mevcut piyasa değerinden daha düşük olabileceği öne sürülüyor.
McKinsey analistleri bu tahminle tokenlaştırma teknolojisinin güçlü bir trend olduğunu göz ardı etmeden benimsemenin zaman alıcı olacağına işaret ediyor. Bitcoin’in ilk kez 10.000 dolara ulaşması neredeyse dokuz yıl sürdü ve 50.000 dolara ulaşması 12 yıldan biraz fazla sürdü.
Tokenizasyon sektörünün önündeki engeller
McKinsey, tokenizasyonun ivme kazandıktan sonra istikrarlı devam edeceğini düşünse de bu yeni varlık yöntemini erken benimseyenlerin karşılaşması muhtemel zorluklardan bazılarının şunları içerdiğini söylüyor:
- Sınırlı likidite, hayal kırıklığı yaratan işlem hacimleri güçlü bir piyasa sunmayı başaramayabilir
- Eski usul platformlarda yapılan paralel ‘ihraçlar’ yüksek maliyete yol açabilir
- Uzun süredir geçerli kabul edilen finans yapısının bozulması
Tüm bunlardan dolayı, tokenlaştırma sektörü tam potansiyeline ulaşması için ek zorluklarla karşı karşıya: Mevcut iş modelinin üstüne bir şey koyma çabası. Analistler, raporda tahvilleri örnek olarak kullanarak şunları söylüyor:
“Başlangıçtaki düşük talebi kırmak için, teminatın dijital temsilinin önemli faydalar sağladığı bir kullanım senaryosu oluşturmak gerekir — bu faydalar arasında çok daha fazla esneklik, hızlı işlem tamamlama ve yüksek likidite yer alır.”
McKinsey
Tartışmaya değer üç olası engel daha var.
McKinsey’in belirttiği gibi, finansal hizmet sektörünün trilyonlarca dolar değerindeki işlemleri taşımak için kullandığı sistemlerin (bazıları onlarca yıl öncesine ait) yükseltilmesi zaman alacak, büyük bir dikkatle yapılması gerekecek ve belli bir düzeyde tekdüzelik gerektirecek.
Düzenleyicilerin de söz sahibi olması gerekecek ve kripto para alanında gördüğümüz gibi, yetkin kurumların yeni teknolojiler söz konusu olduğunda harekete geçmeleri oldukça yavaş olabilir.
Mevcut blok zinciri teknolojileri tokenizasyon için yeterli mi?
Mevcut blok zinciri teknolojilerinin tokenizasyon sektörüne uygun olup olmadığı konusunda ciddi bir tartışmaya ihtiyaç var. Ölçeklenebilirlik, en büyük ağlar için uzun süredir devam eden bir endişeydi, ancak Katman-2’ler bu açığı anlamlı bir şekilde kapatmaya başladı. Blok zincirleri ayrıca parçalanmaya (sharding) eğilimlidir ve birbirleriyle iletişim kuramayacakları “silolar” oluştururlar. Köprüler burada potansiyel bir çözüm olarak lanse edilse de güvenlik sorunları teşkil etmekte ve yıllar içinde bazı cüretkar multimilyon dolarlık saldırılardan hasar alabilirler.
McKinsey’nin özetle argümanı şu: tokenizasyon kaçınılmazdır ve önemli faydaları olacaktır. İşletmelerin günde 24 saat ödeme yapabildiği, yatırımcıların daha adil koşullar ve finansal ürünlerde çok ihtiyaç duyulan modernizasyon içerisinde işlem yaptığı bir dünya hayal edin. Ancak, tokenizasyon savunucularının Roma’nın bir günde inşa edilmediği gerçeğini gözden kaçırıyor.
“Tüketici teknolojileri (internet, akıllı telefonlar ve sosyal medya gibi) ve finansal yenilikler (kredi kartları ve ETF’ler gibi) genellikle başlangıcından sonraki ilk beş yıl içinde en hızlı büyümelerini (yıllık %100’ün üzerinde) gösterirler.”
McKinsey
Ancak, erken davrananların kazançları yüksek olabilir. Nedeni, piyasa lideri haline gelen bir tokenlaştırma ortamının daha sonra daha akıllı bir teknolojiye sahip bir girişim tarafından alt edilme ve geçersiz kılınma riskinin mevcut olmasıdır; bu da milyonlarca dolarlık yatırımın boşa gitmesi anlamına gelir.
Bu yazıyı okuduktan sonra 2030 için bir hatırlatıcı ayarlayın. Ya 21.co ya da MicKinsey, tokenizasyon sektörü için yaptığı tahminlerde haklı çıkacak. Ya da ikisi de yanılacak.