5G5D: ‘Türkiye’de sanal varlıkların yasal altyapısı’, GlobalB Law yönetici ortağı değerlendirdi
GlobalB Law Yönetici Ortağı Sima Baktaş, 5G5D kapsamında crypto.news Türkiye’ye verdiği özel röportajda, Türkiye’deki sanal varlıkların yasal altyapısı konu başlığı altında ilk defa kripto para satın alacak yatırımcıları bekleyen riskleri ve yasal açıdan sanal varlıkların nasıl değerlendirildiğine dair görüşlerini bizlerle paylaştı.
5G5D röportaj formatı içerisinde uzmanlar hafta içleri her gün bir konu başlığı altında merak edilen tüm soruları cevaplamakta. Bu hafta ise konu başlığı “Türkiye’de sanal varlıkların yasal altyapısı” olarak belirlenmiştir.
Bilinçli her bir yatırımcı ya da proje geliştiricisi, kripto sektörüne dair yasal zemin hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Bu yasal zemin, ilk kripto yatırımcısından, bir start-up girişimini başlatmış kişilere kadar geniş bir kesimi ilgilendirmektedir.
Avrupa Birliği, Haziran 2023’te Kripto Varlık Piyasa Yönetmeliği’ni yürürlüğe sokarak AB vatandaşlarını yeni mevzuat ile tanıştırmıştır. Türkiye’de ise 16 Nisan 2021 tarihinde kripto paraların ödeme aracı olarak kullanılması yasaklanmasıyla resmî çalışmalar başlamıştır.
Sonuç olarak 10 yıldan fazla bir süredir finans kuruluşları, devlet kurumları ve düzenleyici kurumlara hizmetini sunan Sima Baktaş’a bir uluslararası hukuk bürosu yönetici ortağı olarak Türkiye’de sanal varlıkların yasal altyapısına dair ne tür çalışmaların yürütüldüğünü sorduk.
Türkiye’de ve dünya genelinde kripto paraların telif hakkı ve fikri mülkiyet hakları açısından durumu nedir?
Kripto paraların telif hakkı ve fikri mülkiyet hakları, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde hâlâ gelişmekte olan bir alandır. Kripto hukuku birçok ülkede henüz tam olarak düzenlenmemiş olsa da, telif hakkı ve fikri mülkiyet bu varlıklardan bağımsız değerlendiriliyor. Örneğin, her kripto para projesinin kendine ait bir marka ismi, logosu veya sloganı olabilir ve bunlar marka hakları kapsamında korunabilir. Bu koruma, projelerin benzersizliğini ve itibarını korumak için önemlidir. Aynı şekilde, kripto projelerinde kullanılan özel teknolojiler, blokzincir protokolleri veya akıllı kontratlar gibi yenilikçi uygulamalar da patentle korunabilir. Bu, rakiplerin aynı teknolojiyi kopyalamasını engelleyerek projeye rekabet avantajı sağlaması için önemlidir.
Telif hakkı konusu da önemli. Kripto projeleri, yazılım kodları, web içerikleri ve teknik incelemeler gibi birçok içeriği oluşturur. Bu içerikler, açık kaynak lisansları altında yayınlanmadıkça, telif hakkı korunmuşsa, izinsiz kullanılamaz. Ticari sırlar ve gizlilik hakları da dikkate alınmalıdır. Varlık hizmet sağlayıcıların ve projelerin işlem verileri ve algoritmaları ticari sır kapsamında korunması gerekir. NFT’ler de dijital varlıkların sahipliğini kanıtlarken, telif hakkı genellikle sanatçının kendisinde kalması için yine bu hakları koruması için haklarını koruma altına almasında fayda vardır.
Kripto para işlemlerinin Türkiye’deki kara para aklama ve terör finansmanı mevzuatı çerçevesinde nasıl değerlendirildiğini düşünüyorsunuz?
Türkiye’de kripto para işlemleri, özellikle kara para aklama ve terör finansmanı mevzuatı çerçevesinde MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) tarafından yakından takip ediliyor. Kripto varlık hizmet sağlayıcıları, artık banka ve finansal kuruluşlar gibi denetlenmekte ve bu kapsamda müşteri tanıma (KYC) prosedürlerini uygulamak zorundalar. Yüksek miktarda kripto varlık alım-satımı veya aniden varlık çekimi gibi işlemler, şüpheli olarak değerlendirilebilir ve MASAK’a bildirilir.
Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının AML ve CFT kurallarına uyum sağlamaları için ciddi yükümlülükleri bulunuyor. Örneğin, kripto varlık hizmet sağlayıcıların KYC ve KYB (Kurumsal Müşterini Tanı) süreçlerini eksiksiz uygulaması, kullanıcıların kimlik ve işlem bilgilerinin kişisel verileri gözetleyerek kayıt altında tutulması gerekiyor. MASAK denetimleri sırasında bu süreçler kontrol ediliyor ve uyumsuzluk tespit edilirse, kripto varlık hizmet sağlayıcıları ciddi yaptırımlarla karşılaşabiliyor. Ancak, bu kontrollerin ve düzenlemelerin kripto dünyasının “hızlı ve kolay işlem” anlayışını nasıl etkileyeceği hâlâ tartışma konusu.
Yasal açıdan değerlendirildiğinde ilk kez kripto para yatırımı yapan yatırımcıları ne tür sorunlar bekliyor, nelere dikkat edilmeli?
Kripto para yatırımı yaparken yasal ve güvenlik açısından dikkat edilmesi gereken birçok unsur var. İlk kez yatırım yapacak kişiler için en kritik konulardan biri, doğru kripto varlık hizmet sağlayıcını seçmektir. Kripto varlık hizmet sağlayıcısının kapasitesi, teknolojik altyapısı, yönetim kurulu üyeleri ve işlem hacmi gibi unsurlar önemlidir. Kripto varlık hizmet sağlayıcısının kapasitesi, piyasanın volatil dönemlerinde işlemlerin sorunsuz gerçekleşmesini sağlar. Teknolojik altyapı, siber güvenlik önlemleri ve işlem hızları da yatırımın güvenliği için belirleyicidir. Yüksek işlem hacmine sahip kripto varlık hizmet sağlayıcıları, varlıkların likiditesini sağlamalı ve işlemleri daha kolay hale getirmelidir.
Yasal açıdan, yatırım yapılacak kripto varlık hizmet sağlayıcısının SPK mevzuatına uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ayrıca, kripto varlık hizmet sağlayıcısının Türkiye’deki MASAK düzenlemelerine uyup uymadığına da dikkat edilmelidir. KYC ve KYB süreçleri gibi yasal gerekliliklere uyulması, hem yatırımcıyı hem de kripto varlık hizmet sağlayıcısını hukuki risklere karşı korumalıdır.
Kripto varlıkların Türkiye’de menkul kıymet olarak sınıflandırılması mümkün mü? Bu sınıflandırmanın hukuki sonuçları nelerdir?
Kripto varlıkların menkul kıymet olarak sınıflandırılması, Türkiye’de henüz netleşmemiş bir konu olsa da gelecekte mümkün olabilir. Dünya genelinde regülatörler, kripto varlıkların türlerini ve kullanım alanlarını inceleyerek yasal çerçeveler oluşturmaya çalışıyor. Türkiye’de kripto varlıklar menkul kıymet olarak sınıflandırılırsa, bu varlıklar Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemelerine tabi olur. Bu durumda, kripto varlık çıkaran veya işleten firmalar, halka açık şirketler gibi yükümlülüklere tabi olabilir.
Örneğin, düzenli finansal raporlar hazırlama, yatırımcı bilgilendirme yükümlülükleri ve izinsiz menkul kıymet satışı yapmama gibi kurallara uymak zorunda kalacaklardır. Yatırımcılar açısından ise, menkul kıymet sınıflandırması, belirli riskler konusunda bilgilendirme ve şeffaflık getirecektir. Kripto varlık hizmet sağlayıcıları da bu sınıflandırma ile SPK’dan lisans almak zorunda kalacak ve işlem kayıtlarını tutma, kara para aklamaya karşı önlemler alma gibi ek sorumluluklar üstlenecektir. Bu, yatırımcılar için daha fazla güvenlik ve düzenleme anlamına gelse de, işlemlerin daha bürokratik ve maliyetli hale gelmesine yol açabilir.
Kripto para piyasasında yaşanan büyük çöküşlerde yatırımcıların hukuki hakları nelerdir?
Kripto para piyasasındaki büyük çöküşlerde, yatırımcıların hukuki hakları çöküşün nedenine göre değişir. Eğer çöküş, varlık hizmet sağlayıcısının dolandırıcılığı, içeriden kötü niyetli işlemleri ya da yükümlülüklerini yerine getirmemesi gibi sebeplerle yaşanıyorsa, yatırımcılar SPK mevzuatı çerçevesinde varlık hizmet sağlayıcısına karşı çeşitli yaptırımlar talep edebilir. Bu tür durumlarda, varlık hizmet sağlayıcısına karşı suç duyurusunda bulunulabilir ve SPK tarafından varlık hizmet sağlayıcısına cezai yaptırımlar uygulanabilir.
Ayrıca, yatırımcılar hukuk mahkemeleri kapsamında maddi ve manevi tazminat taleplerinde de bulunabilirler. Özellikle, yatırımcılar haksız kayıplara uğradıklarında, mahkemeler aracılığıyla zararlarının tazmini için dava açabilirler. Bu yüzden, yatırımcıların işlem yaptıkları varlık hizmet sağlayıcısının SPK uyumuna, güvenlik önlemlerine ve genel itibara dikkat etmeleri oldukça önemlidir.